İş hayatı bilindiği üzere çok başka bir dünya. Her kesimden, farklı karakterlerden, farklı kültürlerden, farklı değer ve inançlardan gelen birçok insan mevcut. Hepsi hayatlarını idame ettirebilmek için çalışmak zorundalar. İş ortamımız, ofisimiz, fabrikamız kısacası çalıştığımız yer hepimizin evinden sonra ikinci yaşam alanı. Ancak kesin ve net bir şekilde belirtmemiz gereken bir şey var: O da bu yaşam alanının tamamen kimseye ait olmadığı. Ortak olan ve belli kuralları olan bir yaşam alanı burası. Bu yüzden sınırlarımız olacaktır. Özgürlüğümüzün sınırları, konuşacağımız sözlerin belli bir dozu mutlaka olacaktır. Ve en önemlisi saygı, altın değerinde olmazsa olmaz bir kavram olarak iş hayatımızda bizim merkezimizde yer alacaktır.
Kısa bir girişten sonra asıl meseleye dönecek olursak; çalışanlar çalışma ortamında birlikte oldukları mesai arkadaşlarına bazen hoş olmayan davranışlarda bulunabiliyor. İnsanların olduğu yerde bu çık normal. Ancak bazen ölçüyü kaçıranlar arkadaşlarına hakarete varan sözcükler kullanabiliyor. Bunların başında karşıdaki kişiyi rencide edecek, üzecek “geri zekâlı, gerzek, salak” gibi sözler ve davranışlar geliyor. Şimdiye dek önemsenmeyen ve söyleyenin yanına kar kaldığı, huzurun bozulduğu durumlar olmaktaydı. Ancak bundan sonra bu sözler ve buna benzer onlarca söz harika giden bir iş yaşamının temeline dinamit taşımak anlamına geliyor. Tehdit sayılacak ve artık hiçbir şey cezasız kalmayacak.
Geri Zekâlı Demek Sataşma Sayılacak
İş Kanunu’na göre işyerinde çalışan bir işçinin başka bir işçiye “geri zekalı, gerzek vb..” gibi aşağılayıcı sözler söylemesi “sataşma” olarak kabul ediliyordu. Ancak bu şekilde işyerinde arkadaşına sataşan işçinin, ahlaka ve iyi niyet kurallarına aykırı davrandığı kabul edilecek. Bu tür davranışlarda bulunan işçiyi işveren haklı olarak işten çıkarabilecek. Uzun lafın kısası: Keskin sirke küpüne zarar verecek. Sataşana yol görünecek.
Tazminatsız İşten Çıkarılacak!
İşyerlerinde çalışanların arkadaşlarına sataşmaya konu olacak kelimeler kullanmamaları gerekiyor. Aksi halde işveren haklı nedenle tazminatsız olarak işçiyi işten atabilir. Bu durumda olan işçi bir kuruş tazminat bile alamayabilir. Bu nedenle çalışanların arkadaşlarına söz söylerken dikkatli davranmaları onları üzecek aşağılayacak söz ve davranışlarda bulunmamaları gerekiyor. Hepimizin aynı iş ortamında bu ortak alanda birlikte yaşamaya, çalışmaya mecbur olduğumuzu unutmayarak düşüncelerimizi oluşturmamız gerektiğini iyi biliyor olmalıyız. Sevmek ve anlaşmak zorunda değiliz. Ama profesyonel olmak zorundayız. Şu gerçeği de belirtmek gerekir diye düşünüyorum: İlişkileri bozuk olan çalışanlar çalıştıkları yere hiçbir katkı sağlayamazlar. Gergin ilişkiler enerjiyi düşürecektir. İş verimliliği bu durumda dibe vuracaktır. Bu yüzden temel prensibiniz iyi niyetli olmak ve insanlarla iyi geçinmek olmalıdır.
